Tomo-chan wa Onnanoko! Konusu
Tomo-chan wa Onnanoko!, Manga Tomo Aizawa adında “tom-boy” yani erkek fatma olan bir kızın en yakın çocukluk arkadaşı Kubota Jun`ichirou aşık olduğunu fark etmesi ve ona aşık olduğunu göstermeye çalışmasını anlatıyor diyebiliriz kısaca.
Tomo-chan wa Onnanoko! Karakterleri
1- Aizawa Tomo

Kendisi baş karakterimizdir, manga içerisinde Jun’a cidden bir anda aşık olduğunu lise’de fark eder ve aşık olduğunu fark ettiği gibi de “lan ben bir kızım.” diye kız olduğunun da farkına varır.
Böylece jun’a karşı normalde davranması gerektiği gibi kadınsı davranmaya başlar ancak jun birazcık odun olduğu için tomo’nun bu davranışlarını pek anlayamaz.
2- Kubota Jun`ichirou

Ziyadesiyle odun bir karakterdir, sebebi ise basit kendisine aşık olan tomo’ya her daim bir arkadaş gözü ile bakmıştır. Tomo’nun babasının dojo kursuna aynı tomo gibi karate eğiti aldığı için tomo ile araları sürekli kanka cinsindedir.
3- Carol Olston

Kendisi tip ve kişilik olarak tuhaf birisidir, aslında tuhaf demek doğru olmaz çünkü kendisi çok saftır sebebi ise aşırı zengin olduğu ve sosyal bir çevresi olmadığı için insanlar ile iletişim kurmakta aşırı zorluk çekmetedir.
Yani her animede görebileceğiniz hiç bir şeyden anlamayan gerizekalı kızların aksine carol toplum içerisinde nasıl davranacağını bilir, söz konusu arkadaşları olunca birazcık kontrolden çıkabilen bir kişidir diyebilirim.
Ancak hiç kötü bir yönü yoktur sadece saftır ve bu saflığı onu cidden çok tatlı yapmaktadır, bazı çöp animelerin aksine.
4- Gundou Misuzu

Jun`ichirou ve tomo’nun çocukluk arkadaşıdır, ancak tomo’nun aksine Jun`ichirou’ya epey bir gıcıktır kendisi, sebebi ise Jun`ichirou ile orta okuldayken bir günlüğüne sevgili olmuşlardır ve bu sevgili olma olayından sonra birbirlerine aşık olmadıklarını almak ile beraber ile sürekli birbirlerine karşı pasif agresif bir şekilde sataşırlar.
Tomo-chan wa Onnanoko! Yorumum:
Bu muhteşem eseri nereden övmeye başlasam bilemiyorum, çünkü hayatım boyunca ilk defa bir romantik-komedi animesinde sıfır hata buldum, yani içinde hiç mi eleştirilecek bir şey olmaz?
Demek ki yaptığın işe cidden değer veriyorsan oluyormuş, yaptığın işe tutku besleyince oluyormuş, bu anime ve uyarladığı manga tamamen tutku ile yazılmış olduğunu gördüm ve aşırı mutluyum şu anda.
Son iki yıldır hiç bir şekilde anime izlemiyorum ben çünkü izlemek istediğim mangaların animeleri çıkmıyor, ancak Tomo-chan wa Onnanoko bana klişe bir konseptin en iyi nasıl işlenebileceğini gösteren yegane yapımdır.
Çünkü Tomo-chan wa Onnanoko’da çocukluk aşkı klişesi var ve genelde bu tip konseptte izlediğimiz animelerde demeyim de bütün romantizm animeleri genelde tek bir karakter ana karakter yapar.
Diğer aşık olunan karakterin üzerine fazla düşülmez, yani yan karakterin bir tık üstüdür, ana karakterin başından olaylar geçer ve diğer karakter kulede kurtarılmayı bekleyen prensestir, yada kendisi başka olaylar ile uğraşırken ne yaptığını görmeyiz.
Yani karakterler genelde ayrı olurlar ve birini anlatmaya kalkarken diğer karakter düzgünce gösterilmez çünkü kaynaklar tek bir karakteri güzel yapmaya odaklıdır, diğer karakterler ya aşırı güçsüzdür eziktir ve ana karakter tarafınca kurtarılmayı bekliyordur.

Ancak bu saçma sapan steryotip’i bana göre başımıza bela eden anime Darling In The FranXX’tir, bu anime bize “güçlü kadın karakter” nasıl olur onu gösteriyor ancak bize güçlü adam göstermiyor çünkü idol kadın karakterdir.
Bu durum aynısı erkek karakter içinde geçerlidir, reklamlar çoğunluk kimin üzerinden yapılacaksa ona spot ışığı verilir ve buna örnek bir daha daha vermem gerekirse oda Kawaii dake ja Nai Shikimori-san olur.

Yani bu animelerde kadın karakterler erkek karakterlere göre çok daha cesur kendi başının çaresine bakabilen ve “dominator” diyebileceğimiz tiplerdir.
Ancak bunlardaki sıkıntı ilişkiyi kadın karakterlerin üzerine yüklemeleridir, yani kadın karakter erkek için en çok eforu sarf edecek güçtedir, erkek karakter daha da ezik olur ve korunması gereken kişi rolündedir.
Ancak bu ilişki kesinlikle sıkıntılıdır yani bir taraf ezik kalıyor sürekli, bir taraf sürekli bir diğeri’nin kas gücüne yada karizmasına sahip olmaması dengesiz bir ilişkinin olmasına sebep oluyor yani okur yada izleyici bu eseri tüketirken tek bir karakteri seviyor diğerie genelde “ezik herif” diye bakıyor.
Aslında bu tipler gerçekten ezik, çünkü partnerinin yapabildiği ancak yapmadığı şeyler yüzünden kendisini sürekli suçlar, kendisini ezikler ve böyle animelerde ezik karakter sürekli sorun çıkartır, kaçırılır, yaralanır hatta salaklığı yüzünden ölür.
Ancak bu anime bu durumu değiştiriyor, çünkü iki karakterde aşırı güçlü, kendi alanlarında gerçekten zeki, bir birlerini ilişki konusunda cidden besleyen güzel karakterler.
Aslında bunu yapmak zordur, gerçekten zordur çünkü bunu yapman demek eserini yazarken 2-3-4 tane lore yani karakterler ve geçmişlerini yazıp hepsini birbirinyle sırıtmyayacak bir şekilde bağlantı kurmanı gerekiriyor.
Bunu yapan bir eser bana göre cidden içerisinde tutku ve sevgi barındırıyor, bir eseri izlerken yapılan eserin tutku ile yapıldığını anlamanız için detaylara dikkat etmeniz gerekiyor, yani en basitinden gelecek için söylenen bir söz vakit geldiği zaman etki ediyorsa yada bir detay kendisi gelecek vakitte gösteriyorsa o eser cidden tutku ve sevgi içeriyor demektir.
Çünkü yazar ya hayatını bu esere bağlamıştır ya piyasada bir şeyleri değiştirmek istiyordur yada gerizekalılar nasıl anime yapılır onu öğretiyordur.
Bu animede her şey var, tutku, sevgi, “bir anime nasıl yapılır” dersi yani istediğim her şeyi barındırıyor ve bu anime’yi benim için nihai romantizm animesi ilan ediyorum.
Değerlendirmeye gerek falan da duymuyorum
Puanım:
10/10
Çok komik bi seri. Türkçesi geldikçe izliyorum.
Romantik Komedi anlamında gerçekten elle tutulur materyal yakalamışlar. Mesela erkek karaktere iki de bir yumruk atan güçsüz kadın görseydik hemen “KILİŞE” etiketini yapıştırırdım. Ana karakterin kadın olmasını geçtim bir de üste daha güçlü olan taraf, cidden hoşuma gitti.
Onun dışında lise macerası, aa sen kadın mıydın vs.. gibi şeyleri anime klişeleri arasında sayıyorum.
Aslında onların arasına koymak yanlış olur, çünkü jun karakteri anime boyunca tomo’nun cidden bir kadın olduğunun farkında, ancak aşık olduğuna emin olmadan yada tomo’nun hislerinden emin olmadığı için böyle kanka ayağı yapmaya devam ediyor. Jun gösterildiği kadar salak değil ve bu salak olmaması durumu anime’yi iyi yapan yönlerinden bir tanesi, ana erkek karakter salak olmaması tomo gibi gerçekten kişilik konsunda hoş ve güçlü bir karakterin jun gibi cidden zeki ancak sırf emin olmadığı arkadaşlık ilişkisi tehlikeye girmesin diye böyle salak gibi davranıyor, bunu yapmasa trende tomo’nun tacize uğramasına hiç bir şey yapmaz “sen neden vurmadın?”der, yada yağmur altında yürürken tomo’nun göğüsüne yanlışlıkla baktığı için utanmazdı, bazen kontrolden çıkabildiği doğru ancak bu jun karakterini diğer romantizm animelerinden ayıran en büyük özelliği jun’nun sınırlarını cidden biliyor olmasıdır.