1. Anasayfa
  2. Sanat ve Edebiyat

Yetenek Kitabı Özeti Nasıldır?

Yetenek Kitabı Özeti Nasıldır?
yetenek-kiabi
0

Bilgiler

Seri : Yedi Krallık Üçlemesi

Sayı : 1. Kitap

Özgün Adı : Yetenek / Graceling

Yazar : Kristin CASHORE

Çevri : İlker ŞAHİN

Sayfa Sayısı : 471

Yayıncı : Pegasus Yayınları

Özet

“Bazı güçlerle doğan insanlara yetenekli, gücüne ise yetenek deniyor”   Onları diğerlerinden kolayca ayırabilirsiniz. Yetenekli birisi sizden gizlenemez ve muhtemelen gizlenmez. İki gözü ayrı renklerdedir. Bir insan iki şekilde bir yeteneğe sahip olur bir doğuştan iki sonradan. Bir çocuk doğuştan ve ya sonradan yeteneğe sahip olduğunda direkt krala ait sayılır ve saraya götürülür. Yeteneğinin ne olduğu anlaşılana kadar sarayda kalır. Eğer yetneği savaş, at bime gibi kralın işine uarayacak bir yetenek ise kralın adamı olarak kalmaya devam eder. Eğer yetneği ağaca tırmanmak gibi işe yaramaz bir yetneyek evine gönderilir.

Eve gönderilen çocuklar genellikle tarla dağ gibi insanlardan uzak yerlerde çalıştırılır. Zira insanlar yeteneklilerden pek haz etmez. Ama kralın yanımya yanımlar için durum çok daha kötü olabiliyor. Bu kişilerden birisi de Katsa’dır. Katsa doğuştan bir yeteneği yoktun sonradan gelişmişti. Küçük bir kız iken ona dokumaya çalışan birine yumruk atmış ve adamı öldürmüştü. O günden sonra bir gözü yeşil diğer gözü mavi olmuştu. Katsa kralın yanına yoyollanmamıştı çünkü zaten yanımdaydı. Middlus kralı Randa, Katsa’nın amcasıydı ve anne babası olmadığından onun gözetiminde yaşıyordu. Normal birisi böyle bir yetenekliyi sürgüne yollardı ama Randa akıllı ve zalim bir adamdı. Bu yeteneğin işine yarayacağını biliyordu. Zaten öylede oldu. Randa, Katsa’nın eğitilmesini sağladı. Önce saman çuvalları ile daha sonra da çoktan ölüm cezası berilen mahkumlar ile. Zamanla gerçek görevlerde verilmeye başladı. Bir isyancı lordu öldür. Vergi kaçıran tüccarı cezalandır gibi görevler veriliyordu. Bu görevlerin ortak bir yönü vardı. Mümkün mertebe acı,yavaş ve halkın gözü önünde yapmak.

  Ama katsa kötü birisi değildi, sadece buna mecburdu. Zamanla gizli bir “Konsey” krup yardıma muhtaç insanlara yerdım etmeye başladı. Amcasını verdiği işleride değiştirerek yapıyordu. Bu sefer yeni bir görevi vardı. Lienid krallığının yaşlı ve hasta eski varisi kaçırılmıştı. Konsey yerini belirle.iş ve operasyon hazırlığını tamamlamıştı. Katsa Yaşlı adamın tutulduğu zindana gizlice girdi. Nöbetçileri bayıltıp adamı yolladı. Son nönetçileri de bayıltmak ve uzaklaşmak için havluya çıktığında Lienid li bir adamla karşılaştı. Önce onu da bayıltmak istedi fakat adam çok hızlıydı ve tıpkı Katsa gibi yetenekleri vardı bir gözü gümüş diğer gözü altın gibi parlıyordu. Kısa bir mücadeleden sonra adam birden durdu ve Katsa nın ona vurmasına izin verdi.

Katsa bu adamı öldürüp öldürmemekte kararsız kaldı fakat bayıltmakla yetindi. Middlus a doğru uzun bir yolculuktan sonra yaşlı adamı Randa’nın sarayına gizlice soktu. Kendisi de tıpkı çıktığı gibi başka bir yönden kente girdi. Amcası Randa’nın sarayına girdiğinde şok oldu çünkü bayılttığı yetenekli burdaydı hem de sarayda.  Bu adamın adı Lienid prensi Yaşeren ve kaçırılan büyük babasını arıyor. Katsa Prens Yaşerene’le dövüş alıştırmaları yapmaya başladı çünkü karşısında dayanabilen tek kişi oydu. Büyük babasını da gösterdi. Herşey yolunda giderken Randa korkunç bir görev verdi ve Katsa’ya yol gözüktü. Görevden önce ki akşam Prens Yaşeren bir soru sordu. Arkadaşı ve konsey üyesi olan Giddon’la evlenip evlenmeyeceği. Bu soru iki gerçeği ortaya çıkardı birincisi arkadaşı Katsa’ya aşıktı ikincisi Prens dövüş yeteneğine değil zihin okuma yeteneğine sahipti. Ancak ablnnesi bunu insanlara söylemesini yasaklamıştı. Hatta babası ve kardeşleri bile bilmiyordu. Zihin yeteneğini Katsa’nın ve rakiplerinin hamlelerini tahmin etmek için kullanıyordu. Bu yüzden insanlar Po’nun döğüş döğüş yeteneğine sahip olduğunu sanıyorlardı.

Katsa Giddon ile evlenmek istemiyordu aslında kimseyle evlenmek istemyordu. Artı Randan’nın zalim görevlerinin bir parçası da olmak istemiyordu. Bu yüzden yola koyuldu. Prens Yaşeren ya da kısaca Po yol arkadaşı olmuştu.  Yetenekliydi ve yardıma ihtiyacı vardı. Katsa da yardım etmeye karar verdi. Önce büyükbabanın kurtarıldığı Nander kentine yola çıktılar ama yolda öğrendikleri onları kuzeye yönlendirdi. Yani Po’nun halsının kraliçe olduğu Monsea ya. Yolun uzun olması Po’nun Katsa’nın duygularını tam olarak anlaması ve bir çok nedenden aralarında bir ilişki başladı. Yolda bir gerçeği daha anladılar. Monsea kralı tek gözlü leck bir yetenekliydi. Tek gözünün olmamasından dolayı insanlar onu tanıyamamıştı. Daha da beteri adam bir piskopattı.

Yeteneği sayesinde insanları yalanlarla kandırıyordu. Yeteneği sözlerine inanılmasıydı ve bu sözler yayıldıkça başkasının ağzından çıksada etkisi geçmiyordu. Büyükbabayı kaçıranı bulma arayışı bir anda Po’nun halası Monesa Kraliçesi ve yiğeni prensesi Bitterblue’yu kurtarma savaşına dönüştü. Katsanın yolda duydukları kafasını karıştırıyordu. Daha sonradan etkisinden çıksa da kralın ağzından çıkanlardan etkileniyordu. Lakin Po, zihin okuma yeteneğinden dolayı etkilenmiyordu. Katsa kendi aklına güvenemezdi. Bu nedenden Po’nun aklına güvenmeye karar verdi. Bir söz verdi durum neyi gösterirse göstersin Po nun dediklerini yapacaktı. Daha Monsea kentine girmişken bir gurup atlı adamın kovaladığı bir kadına denk geldiler gurubun lederi tek gözlü adam bir okla kadını vurdu. Kadın öldü. Adam ne talihsiz bir kaza diyordu. Bir kaza sonucu karım öldü. Katsanının aklı bulanıktı. Zavallı adam diye düşündü. Po birşeyler diyordu. Ama Katsa anlamıyordu. Po öldür onu diyordu, Vur onu. Ama Katsa bir kaza sonucu karısı ölmüş hüzünlü bir adamı nasıl vurabilirdi?

  Po, Katsa’yı tutup ormana kaçırdı. Kaçtıkça Katsa’nın zihni açılmaya başladı. Anlaşılan Tek gözlü Leck ile karşılaşmış ama güçlerine karşı koyamamıştı. Po’nun halası ölmüş yiğeni kayıptı. Katsa işe yaramaz bir yük gibi hissetti. Po yiğeni Bitterblue’nun yerini biliyordu. Ölmeden önce halasının zihninde görmüştü. Küçük kızı bulduklarında bir ağaç kuvuğunun içinde saklanıyodu. Korkmuş, aç, üşümüş ve boyutuna oranla kocaman bir bıçak taşıyordu. İlk hedef olarak kuru ve güvenli bir yer buldular. Bitterblue’nun ihtiyaclarını giderdiler. Ancak ortada hala bir sorun vardı Tek gözlü kral Leck yaşıyordu. Sabah olunca Po tek başına krala yaklaşmaya çalışacak ve akşama kadar dönmezse Bitterblue ve Katsa yola çıkacaktı. Katsa bu planı sevmedi Bitterblue itiraz etti amabirinin bunu yapması gerekiyordu ve tek uygun aday Po idi. Sabah Po yola çıktı.

Akşama kadar Katsa ve Bitterblue bekledi. Tam yola çıkacaklarında Po ufukta göründü yaralıydı ve kan kaybediyordu. Bir kaç gün boyunca yol almaya çalıştılar. Ama tek at ve yaralı bir adamla yakalanmamaları mümkün değildi. Po, zor da olsa kendini bırakmaya ikna etti. Burda ki amaç Bitterblue’nun kurtulmasıydı. Bitterblue bile bu plana itiraz etti ama Po yine sözünü dinletti. Küçük bir sığınak ve yiyecekten sonra üzülerek de olsa Po’yu arkalarında bıraktılar. Yola çıktılar fakat Tek gözlü Leck muhtemelen yolları tutmuştu. Bu yüzden Katsa çılgın bir plan yaptı. Daha önce kimsenin geçmediği dagların zirvesinde ki Grella geçidini kullanacaklardı. Zamanında kaşif Grella burdan geçmeye çalışmış fakat ölmüştü, o bile geçememişti. Katsa Po ile çıktıkları yolculukta bir şeyi fark etmişti. Daha önce hiç hastalanmamış ve nadiren yaralanmıştı. Yaralandığında çok hızlı iyileşmişti. Yönünü asla kayıp etmiyordu. Bunlardan bir çıkarım yapmışlardı. Po da bunu onaylamıştı. Katsa’nın yeteneği “öldürmek” değildi. Katsa’nın yeteneği “Hayatta Kalmak” dı. Bu dağ geçidini geçebilecek birisi varsa o da

Karsa idi fakat küçük kızın hiçbir yeteneği yoktu. Katsa’nın çabaları sonucunda dağdan gecmeyi başardılar. Fakat Lienid e ulaşmak için bir gemi lazımdı. Po olmadan kimin güvenilir olup olmadığını anlamak mümkün değildi. Katsa ve Bitterblue Lienid e ulaştılar. Po nun kalesine ulaştıklarında uşak efefendi sizi bekiyor dedi. İçeri girdilerinde Leck yani tek gözlü kral oradaydı. Kızı için üzgün olduğunu söylüyordu. Kızı aklıl haklıl hastasıymış. Zavallı adam. Bitterblue ağlıyor birşeyler anlatmaya çalışıyordu. Zavallı kız hastaydı sonuçta. Katsa zihni bulanmış olarak orda durup Leck’in zehirli yalanlarını dinledi.

Leck Po nun sırrından bahsetmeye başladı. Po nun annesi endişeli görünüyordu. Leck tam sırrı söyleyeceğinde Katsanın zihni birkaç saniyeliğine açıldı. Bu kadarı yeterli geldi. Zihni geri bulanmadan Katsa hançerini Leck’in alnına saptanmıştı. Önce herkes silahlarını çekti. Ama sonuçta onlarında zihni açılmaya başladı. Bir kaç saat sonra her şey anlaşılmıştı. Artık Monsea Kraliçesi olan Bitterblue yi ülkesine götürme ve Po yu bulma zamanı gelmişti. Po nun babası, abileri, Katsa, Bitterblue ve yığınla asker yola çıkmıştı. Bitterblue nun sorunsuz bir şekilde tahta çıkmasını sağlamak üzre Po’nun babası ve askerler Monsea ya gitti. Po nun abisi, Katsa ve Bitterblue da Po yu bıraktıkları yere doğru yola çıktılar.

Po sağlıklıydı. Yaşıyordu. Uzunca bir hasret gidermeden sonra Katsa Po nun son çarpışmadab sonra kör kaldığını anladı. Ama kimseye bir şey demedi. Gücu sayesinde fark edilmiyordu çünkü Po artık hayvanları ve bitkileri de algılayabiliyordu. Bu aralarında ki yeni sır olarak kaldı. Bitterblue tahta çıktı. Po Lienid e döndü. Katsa da kadınlara ve küçük kızlara savaşmayı öğretmek için Monsea da bir okul açtı ( Bitterblue bunun için yalvardı.) Bir gün ziyarete geleceğine dair Po ya söz verdi. Sonra ki durağı Amcası Randa’nın ülkesi Middlus olacaktı. Orada arkadaşları vardı ve artık bir adamdan korkacak değildi. Randa, Katsa’nın her canı istediğinde Middlus’a gelebileceğini bilmeliydi.  

Yorum

Bence gayet akıcı bir kitap olmuş. Karakterler akıllıca tasarlanmış ve gereksiz betimlemelerden kaçınılmış. Okunup anlaşılabilecek ve sevilecek bir kitap. Ben on üzerinden 7-8 veriyorum. Sizede okumanızı tavsiye ederim.  ⭐ Harika Kitap ⭐  

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Yorumlar (0)

  1. 26 Şubat 2023

    6/10 kitap.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir